-
by Op. Dr. Evren Tevfik İşçi
Meme protezi, memeye hacmini ve formunu yeniden kazandırmak veya estetik bir form vermek amacıyla meme dokusu altına yerleştirilen medikal implantlardır. Genellikle meme estetiği operasyonlarında kullanılan meme implantları, estetik kaygılarla ya da cerrahi nedenlerle memesi alınmış bireylerde fonksiyonel bir tamamlayıcı olarak da tercih edilir. Plastik cerrahi uygulamalarında sıklıkla yer bulan meme protezleri, farklı malzemeler, şekiller ve yerleştirme teknikleri ile kişiye özel planlama yapma imkânı sunar.
Meme Protezlerinin Yapısı
Meme protezleri, temel olarak silikon elastomerden oluşan bir dış kabuk ve bu kabuğun içini dolduran jel ya da serum fizyolojik sıvı ile yapılandırılır. Silikon jel dolgulu protezler, dokunulduğunda doğal meme dokusuna daha yakın bir his verir. Serum fizyolojik dolgulu protezler, operasyon sırasında şişirilebilme özelliği sayesinde cerraha esneklik sunar. Son teknoloji ile geliştirilen koheziv silikon jeller, protezin bütünlüğünü korur ve şeklinin uzun süre sabit kalmasına katkı sağlar. Estetik beklentilere uyum sağlayan tüm bu özellikler, aynı zamanda uzun vadeli güvenlik açısından da önemlidir.
Kullanım Amaçları ve Uygulama Alanları
Meme protezleri estetik nedenlerin yanında tıbbî zorunluluklara bağlı olarak da kullanılabilir. Meme kanseri sonrasında yapılan mastektomi operasyonlarının ardından, meme protezi ile yeniden yapılandırma yapılabilir. Bunun dışında memede doğuştan gelişim bozukluğu olan bireylerde ya da asimetrik meme yapılarında da düzeltici işlem olarak kullanılabilir. Estetik amaçla yapılan uygulamalarda ise memeye hacim kazandırmak, formunu belirginleştirmek ve vücut oranlarını dengelemek hedeflenir.
Protez Çeşitleri Nelerdir?
Meme protezleri içeriklerine, şekillerine ve yüzey yapılarına göre farklı kategorilere ayrılır. İçerik açısından en yaygın kullanılan iki protez tipi, silikon jel dolgulu ve serum fizyolojik sıvı ile dolu implantlardır.
Silikon jel dolgulu protezler, memeye daha doğal bir doku hissi verir. Serum fizyolojik dolgulu olanlar, ameliyat sırasında şişirilebildikleri için cerraha operasyon sürecinde daha fazla esneklik tanır. Şekil açısından değerlendirildiğinde ise yuvarlak ve anatomik (damla) formda protezler öne çıkar. Yuvarlak protezler, memenin üst kısmında belirgin bir dolgunluk sağlar, damla şeklindeki protezler ise daha doğal bir eğim oluşturur.
Yüzey yapısına göre pürüzlü (textured) ve düz (smooth) yüzeyli seçenekler bulunur. Pürüzlü yüzeyli protezler, çevre dokularla daha iyi bir bütünleşme sağlar. Düz yüzeyli protezler, daha düşük oranda kapsül kontraktürü riski taşır. Meme protezleri arasından hangisinin tercih edileceği kararı verilirken, kişinin ihtiyaçları ve vücut yapısı doğrultusunda değerlendirme yapılmalıdır.
Yerleştirme Teknikleri ve Kesiler
Meme protezinin yerleştirilmesinde farklı cerrahi teknikler uygulanır. En yaygın uygulamalar; protezin meme altı kıvrımından, meme başı çevresinden veya koltuk altından yerleştirilmesidir. Kesi yerleri, cerrahın tercihine ve hastanın anatomik yapısına göre belirlenir. Protezin yerleşimi ise meme dokusu altına (subglandüler), kas altına (subpektoral) ya da dual plan olarak adlandırılan teknikle yapılabilir. Her tekniğin kendine özgü avantajları ve sınırlamaları bulunur.
Operasyon Öncesi Süreç
Protez operasyonu öncesinde hastanın genel sağlık durumu değerlendirilir. Meme yapısı, deri kalınlığı, mevcut meme dokusu miktarı ve kişinin beklentileri doğrultusunda uygun protez tipi ve büyüklüğü belirlenir. Cerrah ile yapılan ön görüşmelerde operasyonun süreci, olası riskler ve iyileşme süreci detaylı şekilde paylaşılır. Planlama aşaması, operasyonun başarısı açısından kritik önem taşır.
İyileşme Süreci ve Sonuçlar
Meme protezi operasyonu genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir. Aynı gün veya ertesi gün taburcu olmak mümkündür. İlk günlerde ağrı, şişlik ve hassasiyet normaldir. İyileşme süreci kişiden kişiye değişse de çoğu hasta birkaç hafta içinde günlük yaşamına dönebilir. Sonuçların tam olarak oturması ise birkaç ayı bulabilir. Protezin pozisyonu, simetrisi ve görünümü bu süreçte değerlendirilmeye devam edilir.
Olası Riskler ve Komplikasyonlar
Her cerrahi işlemde olduğu gibi meme protezi uygulamasında da bazı riskler mevcuttur. En yaygın komplikasyonlardan biri kapsül kontraktürü olarak bilinir. Bu durumda protezin çevresinde oluşan bağ dokusu sertleşerek memede sertlik, şekil bozukluğu ya da ağrıya yol açabilir. Bunun dışında enfeksiyon, protez kayması, rüptür (patlama) veya asimetri gibi durumlar nadiren görülebilir. Risklerin azaltılması için cerrah seçimi, sterilizasyon koşulları ve operasyon sonrası bakım önemlidir.
Protezlerin Ömrü Ne Kadardır?
Günümüzde üretilen meme protezleri, uzun ömürlü olacak şekilde tasarlanmıştır. Ancak ömür boyu dayanıklılık garantisi verilmez. Genellikle 10 ila 15 yıl arasında değişen bir kullanım süresi olduğu kabul edilir. Bu sürenin sonunda implantın durumu değerlendirilerek gerekirse yenisiyle değiştirilmesi önerilir. Bazı durumlarda implant ömür boyu sorunsuz şekilde kullanılabilirken bazı hastalarda daha erken müdahale gerekebilir.
Sağlıklı bir kullanım deneyimi için meme protezi uygulaması sonrasında düzenli doktor kontrolleri ihmal edilmemelidir. Özellikle belirti göstermeyen rüptür durumlarının erken teşhisi için görüntüleme yöntemleri kullanılarak belirli aralıklarla değerlendirme yapılması tavsiye edilir. Manyetik rezonans görüntüleme ve ultrasonografi bu konuda yaygın kullanılan yöntemler arasındadır. Takipler, sağlığı ve uzun vadede estetik sonucu korumak açısından önemlidir.
Meme protezi, farklı gerekçelerle tercih edilen ve kişiye özel planlanan bir cerrahi uygulamadır. Estetikten fonksiyonelliğe kadar birçok amaçla uygulanabilir. Ancak her birey için farklı değerlendirme yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Operasyon öncesi ve sonrası süreçlerin dikkatle planlanması, risklerin azaltılması açısından temel rol oynar.
* Bu yazı yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Estetik ya da rekonstrüktif cerrahi planlaması yapılmadan önce mutlaka uzman bir doktordan görüş alınmalıdır.