PRP Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

PRP (Platelet Rich Plasma) diğer bir deyişle trombosit bakımından zengin plazma tedavisi, kişinin kendisinden alınan ve bazı işlemlerden geçirilen kandan elde edilen plazmanın hedef dokulara enjekte edilmesiyle uygulanır. PRP saç dökülmesi ve cilt gençleştirme gibi estetik amaçlarla uygulanabileceği gibi yaralı bağları, kasları, tendonları ve eklemleri daha hızlı bir şekilde iyileştirme amacıyla da gerçekleştirilebilir.

Saç dökülmesi: PRP, saç büyümesini desteklemek ve saç dökülmesini önlemek için uygulanabilir. Yapılan araştırmalara göre PRP enjeksiyonu, erkek tipi kellik olarak da adlandırılan androjenik alopesi tedavisinde etkili bir prosedürdür. Özellikle erkeklerde sıklıkla görülen genetik kökenli saç dökülmelerinde PRP tedavisi ile etkili sonuçlar alınması mümkündür. PRP hasta özelinde uygun görülmesi halinde saç mezoterapisi ile kombine edilebilir.

Tendon yaralanması: Kasları kemiğe bağlama görevini üstlenen sert ve kalın doku bantları tendon olarak adlandırılır. Tendonlar yaralandığında genellikle yavaş iyileşir. Tenisçi dirseği, ayak bileğinde Aşil tendiniti, dizdeki patellar tendonda ağrı ya da iltihap gibi kronik tendon problemlerinin tedavisi amacıyla PRP enjeksiyonu uygulanabilir.

Topuk dikeni: PRP temelde doku iyileşmesi sürecini hızlandırmak için uygulanır. Bu amaçla topuk dikeni tedavisi için PRP yöntemine başvurulabilir.

Cerrahi sonrası onarım: Bazı cerrahi müdahalelerin ardından omuzdaki rotator manşeti tendonu gibi yırtık tendonların ya da ligamentlerin onarılması için PRP enjeksiyonlarından faydalanılabilir.

Osteoartrit: Kireçlenmesi yani osteoartriti olan hastaların diz ve kalça gibi eklemlerine PRP tedavisi uygulanabilir. Yapılan bazı çalışmalardan elde edilen verilere göre osteoartrit tedavisi amacıyla uygulanan PRP enjeksiyonu, hyaluronik asit enjeksiyonuna göre daha etkilidir.

Cilt gençleştirme: Yaş alma ve çevresel faktörler gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak ciltte meydana gelen yaşlanma belirtilerine karşı PRP enjeksiyonu etkili bir tedavi yöntemidir. PRP enjeksiyonu ile cilt elastikiyetinin artırılması ve cilt kırışıklıklarının azaltılması gibi faydalar sağlanabilir. Ayrıca ciltteki yara izlerini gidermek için de PRP tedavisine başvurulabilir.

PRP Nedir?

Platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma, hastanın damarından alınan kanın santrifüj işlemine tabi tutulması yoluyla elde edilen ve tam kana göre daha yüksek konsantrasyonda trombosit içeren plazma olarak tanımlanabilir. PRP’nin içeriğinde çok sayıda büyüme faktörü bulunduğu için kas ve iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde sıklıkla tercih edilir.

PRP yüksek miktarda trombosit içerip çok fazla büyüme faktörüne sahip olduğundan iyileşme sürecini destekler. Bu sayede tendon ve kıkırdak yenilenmesi sürecini hızlandırır. Hastalığın bulunduğu bölgeye PRP enjeksiyonu yapılarak PRP’nin içerdiği büyüme faktörlerinin bölgedeki etkinliği maksimize edilir.

Rejeneratif bir tedavi prosedürü olan PRP, vücudun tamir mekanizmalarını harekete geçirerek yenilenme sürecini teşvik eder. Kemik iliğinde üretilen beyaz kan hücreleri yani trombositler oval ya da yuvarlak şekilli olabilir. Vücudumuzdaki en küçük kan hücreleri olan trombositler, insan kanının yaklaşık %1’ini oluşturur. Hücre çekirdekleri olmadığı gibi sitoplazmalarında 3 farklı granül bulunur. Ağırlıklı olan alfa granüllerde otuzun üzerinde büyüme faktörü ve biyoaktif protein bulunur. Trombositlerin en bilinen özelliği, kanamayı durdurma fonksiyonlarıdır. Yara iyileşmesinde çok önemli bir rol üstlenen ve büyüme faktörü olarak adlandırılan yüzlerce protein içerdiklerinden dolayı trombositler yara iyileşmesinde son derece önemli elemanlar olarak kabul edilir.

PRP Tedavisi Nasıl Yapılır?

PRP ortalama 30 ila 40 dakika içinde tamamlanan bir tedavidir. Tedavinin ilk adımı hastanın damarından kan alınmasıdır. Alınan kan santrifüj işleminden geçirilerek kanın diğer bileşenleri ile trombositten zengin plazma ayrılır. Trombositlerin özelliği yaralı dokuları onarmak için gereken büyüme faktörleri için doğal bir rezervuar görevi üstlenmesidir. Trombositler tarafından salgılanan büyüme faktörleri, kolajen üretimi ile tendon kök hücrelerindeki gen ve protein ekspresyonunu artırır. Bu sayede doku iyileşmesi sürecini teşvik eder. Büyüme faktörleri aynı zamanda kan akımını hızlandırarak kıkırdakların daha sert ve esnek bir yapıya kavuşmasını sağlar.

PRP enjeksiyonunun uygulanış şekli tedavinin amacına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Saç dökülmesi sorununa yönelik olarak uygulanan PRP tedavisine başlanmadan önce gerekli durumlarda lidokain uygulanarak kafa derisinin uyuşması sağlanır. Çoğu zaman enjeksiyonunun neden olabileceği ağrıyı ve acıyı azaltmak için PRP’nin lokal anestezik bir ilaç ile karıştırılması tercih edilir.

PRP Nasıl Uygulanır?

PRP her hasta özelinde planlanan ve uygulanan bir tedavidir. Tedavinin başarılı olabilmesi için mutlaka alanında uzman ve deneyimli doktorlar tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. PRP tedavisine uygunluk kararı, hasta özelinde yapılan değerlendirmeden sonra verilir. Hastanın PRP tedavisine uygunluğuna karar verilmesi halinde, hastadan bir miktar kan alınır. Alınacak kan miktarı PRP tedavisinin kullanım alanına göre değişiklik gösterebilir.

Alınan kan steril bir tüpün içerisinde santrifüj cihazına yerleştirilir. Çok hızlı dönen bir cihaz olan santrifüj cihazı, kanı bileşenlerine ayırır. Yaklaşık 15 dakika süren işlem sonunda trombositler diğer kan bileşenlerinden ayrılır.

Bileşenlerine ayrılmış plazma enjeksiyona hazır hale getirilir ve elde edilen konsantre trombosit içeren plazma hedef bölgeye enjekte edilir. Enjekte edilen plazma, normal kana oranla 5 ila 10 kat fazla trombosit konsantrasyonu içerdiği için iyileşme sürecini hızlandırır. PRP işleminin tamamlanması, kan alındıktan sonra genellikle yarım saat sürer.

PRP Neden Uygulanır?

PRP tedavisi farklı amaçlarla uygulanabilir. Bunların başında hedef bölgenin iyileşmesini hızlandırmak ve iltihaplanmayı azaltmak gelir. Buna ek olarak cilt gençleştirme, yumuşak doku iyileşmesini hızlandırma ve saç büyümesini teşvik etme amacıyla da PRP enjeksiyonu yapılması gündeme gelebilir. PRP tedavisiyle hedef bölgeye bol miktarda trombosit enjekte edilmekte olup trombosit vücudun doğal iyileşme süreci üzerinde önemli bir role sahiptir.

PRP tedavisi kişinin kendi kanından elde edilen madde kullanılarak uygulandığı için hiçbir yan etkisi ya da alerjik reaksiyona neden olması riski yoktur. Bu, aynı zamanda PRP’nin farklı hastalarda uygulanabilirliğini artıran unsurlardan biridir.

PRP Uygulamasının Etkileri Nelerdir?

PRP uygulaması denilince çoğu kişinin aklına kozmetik ve anti-aging tedaviler gelse de, doku hasarlarının tedavisinden kas iskelet sistemi hastalıklarına kadar pek çok farklı alanda PRP tedavisinden başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. PRP uygulamalarının belli başlı etkileri şu şekilde sıralanabilir:

• Cilde parlaklık ve esneklik kazandırır.
• Yeniden yapılandırma ve canlandırma etkilerine sahiptir.
• Cilt altı dokusunda, derinin tüm yaşamsal işlevlerini destekleyebilir.
• Saçları güçlendirip saç dökülmelerini engelleyebilir.
• Yaş almaya bağlı olarak ciltte meydana gelen kırışıklıkları ve çöküntüleri önler.
• Yara ve deri hasarı durumunda derinin yeniden yapılandırılmasına yardımcı olur.
• Lazer uygulamalarının ardından ciltte ortaya çıkan hasarları hızlı bir şekilde yapılandırabilir.
• Aşil tendonu kopmasına ameliyatsız bir çözüm sunabilir.
• Medikal estetik prosedürler kapsamında yüz, boyun, dekolte, el, kol ve bacak içleri bölgelerine uygulanabilir.
• Ciltte ortaya çıkan kırışıklık, sarkma, kolajen azalması ve elastikiyet kaybı gibi sorunlara ek olarak göz altı morluklarını giderme ve cilt beyazlatma amacıyla da uygulanabilir.
• Gebelik döneminde sıklıkla görülen lekeleri tedavi etme için PRP yönteminden faydalanılabilir.
• Yenilenmeyi hareketi geçirici özelliği sayesinde akne ve yara izlerini gidermeye yönelik bir tedavi olarak gündeme gelebilir.
• Selülit ve çatlaklarda PRP tedavisi uygulanarak dokularda yenilenme sağlanabilir ve bu tür istenmeyen durumlar ortadan kaldırılabilir.