• by Op. Dr. Evren Tevfik İşçi
  • 47
  • 0

Yüz estetiği uygulamaları arasında yer alan botoks ve dolgu, sıklıkla birbirine karıştırılan iki ayrı prosedürdür. Her ikisi de enjeksiyon yoluyla uygulansa da etki mekanizmaları ve hedefleri farklılık gösterir. Botoks, esasen kas kasılmasını azaltarak ifade kaynaklı kırışıklıkların görünümünü hafifletir. Dolgu uygulamaları ise cilt altında hacim kaybı yaşanan alanları doldurur ve yüz hatlarına belirginlik kazandırır. Bu ayrım, tedavi hedefinin doğru belirlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Botoks Nedir ve Nasıl Etki Eder?

Botulinum toksini adlı proteinin kontrollü dozlarda kas içine enjekte edilmesiyle yapılan botoks uygulaması, sinir uçlarından kaslara iletilen sinyalleri bloke eder. Bu sayede kasların kasılması azaltılır ve kas hareketlerine bağlı oluşan mimik kırışıklıkların belirginliği düşer. Alnın üst bölgesi, kaş arası ve kaz ayağı bölgeleri botoks uygulamalarının en sık tercih edildiği alanlardır. Bununla birlikte botoks, aşırı terleme, çene kası sıkma, diş gıcırdatma ya da bazı migren türlerinde destekleyici tedavi olarak da kullanılabilir. Botoksun etkisi genellikle 3 ila 6 ay süreyle devam eder ve kalıcı bir değişiklik yaratmaz.

Dolgu Uygulaması Nedir ve Ne Amaçla Yapılır?

Dolgu enjeksiyonları, zamanla hacmini kaybeden ya da belirginleştirilmek istenen yüz alanlarına hacim kazandırmak amacıyla kullanılır. Genellikle hyaluronik asit içeren dolgu maddelerinin cilt altına enjekte edilmesiyle uygulanır. Dolgu uygulamasında amaç, kas kasılmasını önlemek değil, doku hacmini destekleyerek kırışık ya da çökmüş bölgelerin düzleştirilmesini sağlamaktır. 

Dudak belirginleştirme, yanak dolgunlaştırma, burun kenarından ağıza inen olukların (nazolabial) düzgünleştirilmesi ya da çene hattının netleştirilmesi gibi farklı alanlarda dolgu uygulamalarından faydalanılabilir. Dolgunun etkisi uygulanan maddeye bağlı olarak genellikle 6 aydan 18 aya kadar sürebilir.

Uygulama Yöntemleri ve Etki Süreleri

Botoks ve dolgu, her ikisi de enjeksiyon yoluyla uygulansa da, kullanılan teknik ve etki süreleri bakımından farklılık gösterir. Botoks uygulamasında hedef kas içi sinir iletimini durdurarak hareketi sınırlandırmaktır. Dolgu hacim kazandırma esasına dayalı olduğu için uygulama sırasında deri altına daha yoğun maddeler verilerek hedef bölge desteklenir. Botoks uygulamasından sonra etkiler genellikle 3. ya da 4. günde başlar, 1-2 hafta içerisinde maksimum düzeye ulaşır. Dolgu uygulamaları ise genellikle uygulama anında görülebilen bir hacim etkisi yaratır. Botoksun etkisi 3-6 ay sürebilirken dolgu için bu süre 6-18 ay arasında değişebilir. Botoks ve dolgu işlemlerinin ne kadar etkili olacağı uygulama bölgesi, kişinin yaşı, yağ dokusu, kas yapısı ve cilt tipi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Etki Mekanizmalarındaki Temel Farklar

Botoks hedef bölgedeki kas hareketini durdururken dolgu hacim kazandırır. Bu iki farklı mekanizma, uygulanacak tedavinin amacını doğrudan etkiler. Mimik kaynaklı kırışıklıkların belirgin olduğu bölgelerde botoks ön planda iken doku kaybına bağlı çökmelerin söz konusu olduğu alanlarda dolgu uygulamaları tercih edilir. Bu ayrım doğru yapılmadığında beklenen etki sağlanamayabilir. Derin nazolabial oluklarda botoks etkisiz kalabilir, dolgu ile desteklendiğinde hedef bölgenin görünümünde belirgin bir fark yaratılabilir. Benzer şekilde kaşların arasında aktif kas kullanımına bağlı kırışıklıklar söz konusuysa dolgu uygulanması kalıcı bir çözüm sunmayabilir.

Botoks ve Dolgu Uygulamalarının Kullanım Amaçları Farklıdır

Botoks genellikle yüzdeki mimik kırışıklıkların azaltılması, çene kası gevşemesinin sağlanması, diş gıcırdatma ve terleme sorunlarının ortadan kaldırılması amacıyla kullanılır. Öte yandan dolgu uygulamaları, hacim kaybına uğrayan dokuların desteklenmesi, yüz hatlarına belirginlik kazandırılması, doku çökmelerinin giderilmesi ya da dudak gibi alanların kontürlenmesinde kullanılabilir. Uygulama amacına uygun ürün ve teknik tercih edilmediğinde beklentilerle uyumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle botoks ya da dolgu ihtiyacı, yüzdeki sorunun kaynağına bağlı olarak farklılık gösterir.

Uygulama Alanlarında Belirgin Farklılıklar Vardır

Botoks genellikle yüzün üst üçte birlik kısmında uygulanır. Alın, çatık kaş bölgesi, kaş arası ve kaz ayağı gibi mimik kaslarının aktif kullanıldığı alanlar botoksun başlıca hedefidir. Dolgu ise alt yüz bölgesinde, çene hattında, yanaklarda, burun kenarı oluklarında ya da dudaklar gibi hacimsel destek gerektiren bölgelerde uygulanır. Botoks uygulamasıyla kas hareketi azaltılırken dolgu ile hacim eksikliği olan alanlar doldurulur. Bu sayede yüzün farklı noktalarında farklı yöntemlerin birlikte kullanılması söz konusu olabilir.

Botoks ve Dolgu Birlikte Kullanılır mı?

Bazı durumlarda botoks ve dolgu uygulamalarının kombine edilmesi gerekebilir. Üst yüzde mimik kaynaklı kırışıklıklar için botoks uygulanırken alt yüzde dudak ya da çene hattı gibi alanlara dolgu yapılabilir. Bu iki farklı yöntem, doğru planlama ile bir arada kullanıldığında yüzdeki genel denge ve uyum desteklenebilir. Ancak her iki uygulama da ihtiyaca göre ayrı değerlendirilmelidir. Gereksiz ya da yetersiz uygulamalar, beklenen etkinin sağlanamamasına veya doğal dengenin bozulmasına neden olabilir.

Uygulama Süreci ve Sonrasında Bilinmesi Gerekenler

Her iki uygulama da uzman kişiler tarafından klinik ortamda yapılmalıdır. Botoks sonrasında ilk 4-6 saat boyunca başı öne eğmek ya da uygulama alanlarına baskı yapmak sakıncalı olabilir. Dolgu sonrasında ise enjeksiyon yapılan alanlarda hafif şişlik ya da hassasiyet görülebilir. Makyaj, sauna ve ağır egzersiz gibi aktiviteler uygulama sonrası ilk günlerde sınırlandırılabilir. Kalıcılık süreleri kısaldığında tekrarlayan uygulamalar gerekebilir. Tekrar süreçleri kontrolsüz planlandığında istenmeyen görünümlere neden olabileceğinden dikkatli bir yaklaşım gerekir.

Tedavi hedefinin doğru belirlenmesi, etkili ve dengeli bir uygulama için önemlidir. Botoks ve dolgu arasındaki temel farklar, uygulama alanları, etki süreleri, mekanizmaları ve kullanım amaçları açısından net bir şekilde ayrıştırılmalıdır. Her bireyin yüz yapısı, yaşı, mimik yoğunluğu ve cilt tipi farklı olduğu için aynı uygulamalar herkeste benzer etki yaratmayabilir. Bu nedenle her tedavi, kişiye özel planlanmalıdır. 

* Bu içerik yalnızca bilgilendirme amacı taşır. Estetik operasyonlar hakkında karar vermeden önce mutlaka bir uzman hekime danışılması gerekmektedir.

Author

Op. Dr. Evren Tevfik İşçi

Plastik cerrahi alanında ülkemizin prestijli eğitim kurumlarının başında gelen Hacettepe Üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü’nden uzmanlığını alan Evren Tevfik İşçi; samimi ve sıcak bir ortamda her hasta için kişinin ihtiyacına özel çözümler sunmaktadır.Op. Dr. Evren Tevfik İşçi’nin estetik ve plastik cerrahi kliniğinde; herhangi bir prosedürün başarısı için çok önemli olan açık iletişim üzerine güçlü bir doktor – hasta ilişkisi kurulur.

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi