-
by Op. Dr. Evren Tevfik İşçi
Son zamanların en sık tercih edilen medikal prosedürlerinden biri olan botoxun hayatımıza kattığı kavramlar arasında preventative yani önleyici botox sayılabilir. Önleyici botox cildi yaş almaya karşı koruma altına alması nedeniyle giderek yaygınlaşan estetik uygulamalardan biri olma özelliğine sahiptir. Özellikle 20’li yaşlarındaki kadınlar arasında önleyici botox sıkla tercih edilmektedir.
Genç yaşta uygulanmaya başlayan botox tedavisi kırışıklıkların önlenmesi konusunda oldukça büyük bir avantaj sağlar. 20’li yaşlarda botox enjeksiyonuna başlanması henüz kırışıklıklar oluşmaya başlamadan önlem ve yüzde hiç deformasyon oluşmadan pürüzsüz bir şekilde koruma altına alma imkanını verir. 30’lu yaşlarda başlayan botoks tedavisi kırışıklıkları azalttığı gibi, ilerlemelerini ve yeni kırışıklıkların oluşmasını da durdurabilir. Ancak 20’li yaşlardaki cilt pürüzsüzlüğünün yakalanmasını sağlamaz.
Botoks her yaş grubuna farklı avantajlar sağlayan uygulamalardan biridir. 20’li yaşlarda uygulanan botoks kişiden kişiye değişmekle birlikte 18’li yaşların görünümüne kavuşmayı sağlayabildiği gibi 30’lu yaşlarda uygulandığında 20’li, 40’lı yaşlarda ise 30’lu yaşlardaki görünüme kavuşmak mümkün olabilir. Bununla birlikte hastanın beklentilerinin gerçekçiliği botoks prosedüründe de çok önemlidir.
Non-invasive yani ameliyatsız ve kalıcı olmayan bir prosedür olduğundan dolayı son derece basit ve güvenilir bir uygulama olarak kabul edilir. Cerrahi tekniklerle gerçekleştirilen operasyonlar gibi son derece etkili sonuçlar alınmasını sağlayan botoks prosedüründe clostridium botulinum’dan elde edilen saflaştırılmış bir protein enjekte edildiğinden yan etkisinin olması da söz konusu değildir.
Önleyici botox minimal dozlarda uygulanır. Bunun nedeni henüz bir yaşlanma belirtisinin oluşmamış olmasıdır. Yüzde en çok kullanılan ve kırışıklığa yol açan hareketlerin kısıtlanması amacına yönelik olarak minimal dozda yapılan bir uygulama yeterlidir. Böylece zaten gerginliğini korumakta olan bir yüzde donukluğa ya da mimik kaybına neden olunması söz konusu olmamaktadır.
Botox İle Yaş Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
Günümüzde estetik denilince akla gelen ilk kelimelerden biri botoxtur. Botox yaptırma yaşı önceden 40 yaş üzerindeyken günümüzde özellikle 30’lu yaşlardan sonra büyük talep görmektedir. Botoks yüzdeki mimik kaslarının fonksiyonlarının azaltılmasına ve mimik çizgilerinin derinleşmesini önlemeye odaklanan bir prosedürdür. Bu işlem bakışların canlanmasında ve kaşların bir miktar kalkmasında da etkilidir. Botoksun en çok uygulandığı alanlar alın, burun üzeri, dudak üzeri, kaş ve göz çevresi olup ihtiyaç doğrultusunda ağız çevresinde ve boyunda da uygulanabilmektedir.
Botoksun etkisi genellikle enjeksiyonu izleyen 3.günde başlayıp 7.günde tam etki düzeyine ulaşır. 4-6 ay arasında etkisi azalarak biter. Bununla birlikte düzeni olarak botoks enjeksiyonu yaptıran kişilerde uygulamanın etkisi giderek uzayabilir. Hatta kaşların arasındaki kaş çatma mimiği zaman içerisinde kaybolabilir. Göz çevresi en dirençli bölge olduğundan uygulama sırasında kişinin gülme fonksiyonunun rahatsızlık uyandıracak derecede bozulmaması için kaş arasına göre daha az doz uygulanır.
Mimik çizgileri ileri derecede belirginleşen kişilerde botoks enjeksiyonu çizgilerin açılmasında yetersiz kalabilir. Bu durumda botoks enjeksiyonu ile birlikte dolgu ya da yağ enjeksiyonu yapılmasına da gereksinim duyulabilmektedir. Derisi ince olan kişilerde belirgin mimik çizgileri düzenli botoks enjeksiyonu ile zaman içerisinde açılabilir.
Botoks enjeksiyonu herkese aynı bölgeye ve aynı dozda uygulanmaz. Kaş yapısı, cinsiyet, yanak yapısı, cilt yapısı ve kişinin istekleri dikkate alınır ve en doğal görünümün yakalanmasına odaklanılır. İyi yapılan bir botoks enjeksiyonu kişinin dinç bir görünüme kavuşmasını sağlar. Bununla birlikte botoks yüzde yalnızca estetik amacına yönelik olarak kullanılmaz. Blefarospazm denilen göz kaslarının aşırı çalışmasından kaynaklanarak gözünü açmada zorluk yaşayan hastalarda kullanılan çok etkili bir yöntemdir. Migren ataklarının sıklığının azaltılmasında, diş sıkma ve diş gıcırdatma şikayetlerinde de botoks tedavi amacıyla kullanılabilir.
Masseter Botoks Nedir?
Masseter yüzün yanında yer alan ve elmacık kemiğiyle alt çene kemiğini birbirine bağlayan bir kas olup çiğnemeye yardımcı kaslar arasında yer alır. Masseter botoks ise masseter kasının içerisine botoks enjeksiyonu ile gerçekleştirilir. Bu medikal prosedür çene botoksu olarak da adlandırılır. Normal botoks uygulamalarında olduğu gibi masseter botoks prosedüründe de sinir sinyalleri geçici olarak bloke edilir ve kasın hareketi botulinım toksininin enjeksiyonuyla geçici bir süre için engellenir.
Çiğneme hareketinin sürekli tekrarlanması ya da sert şeyler çiğnenmesi masseter kasının büyümesine neden olabilir. Stres kaynaklı diş sıkma diğer bir deyişle Bruksizm hastalığı da çene kaslarının genişlemesine yol açabilir. Masseter kasının zayıflatılıp küçültülmesiyle yuvarlak ve kare yüz şekilleri inceltilebilir, çene kasları rahatlatılıp yüzdeki genel gerginlik azaltılabilir. Aynı zamanda yüzdeki genel gerginliğin azalmasını sağladığından stres ve diş sıkma sorunun için de ideal bir çözüm olarak kabul edilebilir.
Yaklaşık 10 dakikada tamamlanan Masseter botoks ağrısız bir işlemdir. Hastaya lokal anestezi uygulanıp kasın gücüne ve hacmine göre belirlenen doz enjekte edilir. Etki yaklaşık 2 hafta içinde ortaya çıkmakta olup ortalama 6 ay kadar devam ettiği bilinir. Uygulamadan sonraki 24 saat sert gıdalar çiğnenmemeli, sıvı gıdaların tüketilmesi tercih edilmelidir. Aynı şekilde hamam ve sauna gibi ortamlardan uzak durulmalı, enjeksiyonu takip eden hafta boyunca cilt bakımı yaptırmamaya özen gösterilmelidir.