-
by Op. Dr. Evren Tevfik İşçi
Göz kapaklarının görünümünü iyileştirmek için gerçekleştirilen cerrahi prosedür, göz kapağı estetiği olarak tanımlanıyor. Göz kapağı estetiği; alt kapakta, üst kapakta ya da her iki kapakta uygulanabiliyor. Göz kapağı estetiği erkekler tarafından genelde fonksiyonel nedenlerden dolayı tercih edilirken kadınlar hem fonksiyonel hem de estetik nedenlerle ameliyat olmayı tercih ediyorlar.
Gözün çevresinde bulunan deri, yüzün diğer bölgelerindeki deriye oranla daha ince ve narin olduğundan kırışıklıklara ve yıpranmalara karşı daha dayanıksız oluyor. Yaşın ilerlemesi, sigara kullanımı, stres gibi farklı etkenler; göz çevresinde kırışıklıklara, üst ve / veya alt göz kapağında sarkmalara, göz altı torbalarına ve göz altı morluklarına neden olabiliyor. Bunun sonucunda uykusuz, yorgun ve yaşlı bir görünüm ortaya çıkabiliyor. Bu şikayetlerin artması ve kişinin bu durumdan rahatsız olması sonucunda da göz kapağı estetiği ameliyatlarına ihtiyaç duyulabiliyor.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte göz kapaklarında gerilme ve göz kapaklarını destekleyen kaslarda zayıflamalar meydana gelebiliyor. Buna bağlı olarak fazla yağ, göz kapaklarının üstünde ve altında toplanabiliyor. Kaşların altında, göz kapaklarının üst kısımlarında ve göz kapağının üzerinde torbalara yol açabiliyor. Sarkık göz kapağı kişinin gözlerinin etrafında daha yaşlı ve ciddi şekilde sarkan bir görünüme neden olmasının yanı sıra çevresel görüşü, özellikle de görme alanının üst ve dış kısımlarını sınırlandırabiliyor.
Göz kapağı estetiği operasyonları; göz kapağındaki kırışıklıkların, torbaların, sarkmaların ya da olduğu takdirde göz kapağı derisindeki kolestrol kristallerinin deride birikimi, kılcal damar izleri ya da tümör ameliyatlarından kaynaklanan deformasyonlar gibi hastalıklı durumların giderilmesini kapsıyor.
Göz Kapağı Estetiğinde Doktor Seçimine Dikkat
Göz kapağı estetiği ameliyatlarının yapılmasında da doktor seçimi operasyonun başarısı açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle göz estetiği ameliyatını yapacak olan doktorun gözün anatomisini, sinir ve damar sistemi yapısını çok iyi şekilde bilmesi ve bu alanda deneyimli olması gerekiyor. Göz kapağı estetiği ameliyatlarından önce hastanın cilt kalınlığı, kapaklardaki yağ miktarı ve kas yapısı inceleniyor.
Lokal anestezi altında gerçekleştirilen göz kapağı estetiği ameliyatlarında çok nadir de olsa bazı durumlarda genel anesteziye ihtiyaç duyulabiliyor. Ameliyathane ortamında yapılması gereken operasyon genellikle 1 – 3 saat arası sürüyor. Uzun vadede göz kapağı sorunlarına kalıcı bir çözüm sağlayan göz kapağı estetiği ameliyatlarından sonra göz kapaklarında oluşan ödemler ve morluklar yaklaşık 3 – 10 gün arasındaki bir süreçte iyileşiyor. Göz kapaklarında operasyon sonrasında ağrı oluşması durumunda operasyonu gerçekleştiren doktorun tavsiye ettiği ağrı kesici kullanılabiliyor. Göz kapağı estetiği ameliyatlarında iyileşme kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte yaklaşık 2 hafta sürüyor.
Göz kapağı estetiği ameliyatlarından önce bir hafta süreyle aspirin ve benzeri ilaçların kullanılmaması gerekiyor. Yine kan sulandırıcı etkisi olduğu düşünülen yeşil çay türündeki bitkisel çayların ve E vitamininin kullanımının da ameliyattan bir hafta önce bırakılması önem taşıyor. Göz tansiyonunun yüksekliği, hipertansiyon, göz kuruluğu, tiroid gibi rahatsızlıklar göz kapağı estetiği ameliyatlarında riski artıran durumlar olarak kabul ediliyor. Bu kronik rahatsızlıklara sahip olan hastaların operasyondan önce doktorunu mutlaka bilgilendirmesi gerekiyor.
Nadir olmakla birlikte göz kapağı estetiği ameliyatları esnasında ya da sonrasında kanama sorunları yaşanabiliyor. Operasyon esnasında kanama oluştuğu durumlarda acil drenaj tedavisine ihtiyaç duyulabiliyor. Göz kapakları altındaki kanamalar iyileşmeyi geciktirebildiği gibi iz kalmasına da neden olabiliyor. Göz kapağı estetiği ameliyatı sonrasında çok nadir de olsa enfeksiyon geliştiğinde antibiyotik tedavisi ile sorun çözümlenebiliyor. Bu operasyon sonrasında körlük son derece düşük bir ihtimal olsa da operasyon esnasında ya da sonrasında göz içine kanama buna neden olabiliyor. Bu sorun erken teşhis ve drenaj ile çözümlenebiliyor. Göz kapağı estetiği ameliyatlarında en sık görülen ve en korkulan komplikasyon alt göz kapağında aşağı doğru çekilme olan ektropiyon olarak kabul ediliyor. Bu olasılık ikinci kez ameliyat olan hastalarda artıyor ve genellikle göz derisinin gereğinden fazla alınmasından kaynaklanıyor. Tedavisi için eksik derilen yerine konması bunun için de üst göz kapağından deri alınması gerekebiliyor.
Göz kapağına yapılan müdahelelerin açılıp kapanma yeteceğini bozmaması en önemli nokta olarak kabul ediliyor. Üst kapak operasyonlarında sarkan kaş dokusu algılanmadan gereğinden fazla cilt çıkarıldığında kapağın aşağı doğru kapanması ve hareketi bozulabiliyor. Bu durumda göz yüzeyi özellikle geceleri açık kalıyor ve kuruyor. Şiddetli yanma, batma ve kızarıklıklar gibi durumlar oluşabiliyor. Hatta şiddetli enfeksiyonlar ve görme kaybına kadar ilerleyebiliyor. Yine üst göz kapağının orta kısmındaki yağların fazla alınmasıyla gözde çukurlaşma izlenebiliyor, kesinin uygun olmayan yükseklikte yapılması durumunda kapağın gençlik görünümü bozulabiliyor. İç kısma yakın bulunan yağların fıtıklaşmasına müdahale edilmediği durumlardaysa ameliyat eksik kalıyor ve bu bölgedeki sarkmalar olduğundan daha belirgin hale gelebiliyor.
Yaşlanma, güneşe maruz kalma ve bazı diğer faktörler sonucunda göz kapağının görüntüsünde değişiklikler meydana gelebiliyor. Göz kapağı estetiği ameliyatları yaşlanmanın durdurulmasını ya da göz kapağı bölgesinin gerginliğini sürekli olarak sağlayamıyor. Bu operasyonun sonuçlarının korunabilmesi için ilerleyen dönemlerde kişinin yeni ameliyatları ve tedavileri tercih etmesi gerekebiliyor.
