-
by Op. Dr. Evren Tevfik İşçi
Vücuttaki tam olarak olgunlaşmamış öncül hücrelere kök hücre denilir. Vücudun başka bir organının ya da dokusunun hücrelerine dönüşebilen kök hücreler insan hayatının cenin evresinde bulunan kök hücreler ve erişkin tipi kök hücreler olarak sınıflandırılabilir.
Kök hücreler kendiliğinden büyüme ortamına yerleşebilen ve çoğalma yeteneğine sahip olan hücrelerdir. Kendilerini yenileyebilmelerinin yanı sıra başka tip hücrelere dönüşebilirler ya da zedelenmiş dokuları onarabilirler. Kök hücreler farklılaşma yeteneklerine göre sınırsız sayıda farklılaşabilen, sınırlı sayıda farklılaşabilen ve tek bir yönde farklılaşabilen kök hücreler olarak kategorize edilebilirler. Kemik iliği, kanda dolaşan kök hücreler ve göbek kordonu kanı başlıca kök hücre kaynaklarıdır.
Vücudumuzdaki kan hücrelerinin ve savunma sistemi hücrelerinin yapıldığı, kemiklerin içine yerleşmiş süngerimsi dokuya kemik iliği adı verilir. Kemik iliğinin en yoğun şekilde bulunduğu yer leğen kemiği olduğundan kemik iliğinin ve kök hücrenin genellikle leğen kemiğinden alınması tercih edilir. İşlem sırasında hastaya anestezi uygulanır ve özel iğnelerle kemik iliği alınır. Alındıktan sonra özel torbalarda dondurulan ilik hastaya verileceği zaman öncelikle uygun ısıya getirilir. Verilen kemik iliği alıcının kemik iliğine gider ve yeni hücrelerin yapımı sürecini başlatır.
Normal şartlar altında dolaşım kanında kök hücre sayısı düşük olmaktadır. Kandan kök hücre alınmasından önce kişiye kemik iliğindeki kök hücreleri uyaracak ilaçlar uygulanır. Bu ilaçlar kök hücre sayısının artmasını ve kök hücrelerin dolaşıma katılmasını sağlar. Bu işlemden sonra donör özel bir makineye bağlanarak kişiden alınan kandan kök hücrelerin ayrılması sağlanır. Kalan kan vericiye geri dönmekte olup birkaç kez tekrarın ardından prosedür tamamlanır.
Göbek kordonu kanından elde edilen kök hücreler özellikle lenfoma ve lösemi gibi hastalıkların tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Kordon kanı bebeğin göbek kordonundan ve plasentadan alındıktan sonra kan testi yapılır. Dondurulan kan gelecekte ihtiyaç durumunda kullanılmak üzere kordon kanı bankalarında muhafaza edilir.
Kök Hücre ile Yüz Gençleştirme Hakkında Merak Edilenler
Genç kalmak ve her zaman yaşından daha genç görünmek hemen herkesin hayalidir. Gelişen teknoloji sayesinde kişinin öz hücrelerine dayalı gençleştirme yöntemleri giderek ön plana çıkmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak cilt gençleştirmede sıklıkla kullanılmaya başlayan kök hücreler insan vücudundaki en değerli hücreler arasında yer alırlar. Yapıları dolayısıyla bulundukları yerdeki sağlıklı hücrelere dönüşebilirler, hasarlı hücreleri yapılandırabilirler ve yenileyebilirler.
Kök hücre ile yüz gençleştirme tedavisinde hastanın kendisinden alınan kök hücreler hastaya nakledilir. Böylece hasar görmüş dokular ve hücreler yenilenir. İnsan bedeninde bulunan tüm yapıların kökenini oluşturan kök hücreler günümüzde birçok farklı hastalığın tedavisinde kullanılan etkili bir tedavi yöntemi olarak kabul edilirler.
Kök hücre tedavisinden önce uygulama yapılacak olan bölge ve ne kadar kök hücreye ihtiyaç duyulduğu belirlenir. Uygulamanın başarılı olabilmesi için kök hücre miktarı ve kalitesi çok önemlidir. Kişinin yaşının ileri olduğu durumlarda kök hücre kültürü uygulanması gerekebilir. Anestezi altında kulak arkasından mercimek tanesi kadar bir deri parçası alınarak laboratuvar ortamında özel işlemlerden geçirilir. Ortalama 3 hafta süreyle bekletildikten sonra fibroblast kök hücrelerine erişilir. Fibroblast Kök hücreleri milimetrik iğneler kullanılarak cilde enjekte edilir.
Kişiden elde edilen kök hücreler belirlenen bölgelere uygun miktarlarda lokal anestezi altında uygulanır. Herhangi bir yan etkisi olmayan işlemin ardından hasta günlük yaşamına kaldığı yerden devam edebilir.
Kök hücre ile yüz gençleştirme tedavisi cilt yapısının çok daha iyi bir hale getirilmesini sağlar. İnce kırışıklıklar bu prosedür sayesinde açılabildiği için yüz daha genç bir görünüme kavuşur. Bu sayede yaşlanma da geciktirilmiş olur. Aynı zamanda kök hücre tedavisi kişinin kendi hücrelerinden uygulandığı için doku reddi ya da alerji riski bulunmaz. Kök hücre ile yüz gençleştirme prosedürü ciltte elastikiyet artışına neden olduğundan yüzdeki sarkmaları toparlayıp belirli ölçüde gerilme sağlayabilir. Kök hücre tedavisiyle başta yüz bölgesi olmak üzere eller, boyun ve gerdan gibi birçok bölgede etkili sonuç alınabilmesinin yanı sıra iz tedavilerinde de kök hücre tedavisine başvurulması mümkündür.
Kök hücre tedavisi doğrudan fibroblast hücrelerinden kolajen üretilmesini sağladığı için yüze canlılık, parlaklık ve dolgunluk kazandırır. Kırışıklıkların artmasını engellediği gibi derin cilt tabakalarını etkileyerek dermal kalınlığı ve yoğunluğu artırır. Derideki kanlanmayı artıran kök hücre tedavisi derinin onarım yeteneğini tetikler. Canlılık ve parlaklık sağlar. Ciltteki onarım uygulamalarını gerçekleştirerek derideki dengesizliklerin giderilmesini ve lekelerin azalmasını sağlar. Cildin pürüzsüz bir görünüme kavuşmasında önemli bir rol üstlenen kök hücre tedavisi cildin sıkılaşmasında da etkili olan bir prosedürdür.
Saydığımız tüm bu özelliklerinden ve faydalarından dolayı kök hücre ile yüz gençleştirme tedavisinin etki mekanizması çok yüksek bir prosedür olduğu kabul edilir. Kök hücreler bulundukları alanda bulunan hücrelere ve ortamlara uyum sağlayarak bölgedeki eksik hücreleri ve dokuları tamamlarlar. Kolajen üretiminin artmasını desteklemeleri nedeniyle cildin elastikiyet seviyesinde de artış sağlarlar. Cildi yapılandırma özellikleri sayesinde kişi daha parlak ve canlı bir cilde sahip olur.