-
by Op. Dr. Evren Tevfik İşçi
Cilt yaş almanın yanı sıra güneş ışınlarının zararlı etkileri, hava kirliliği, stres, alkol ve sigara kullanımı ile yanlış beslenme gibi etkenlere bağlı olarak erken yıpranabilir. Yaşlanmayı önlemek ve cildi daha genç bir görünüm kavuşturmak için yüz gençleştirme yöntemleri diğer bir deyişle anti-aging tedavileri uygulanabilir. Anti-aging tedavileri ciltte ortaya çıkan kırışıklık, elastikiyet kaybı, çizgilenme gibi sorunların minimize edilmesi amacıyla uygulanır ve cildin yenilenmesi sürecini destekler. Anti-aging tedavileri ile cildin daha sağlıklı ve genç bir görünüme kavuşması, cilt alt yapısının sağlamlaştırılması, gençleştirilmesi ve onarılması sağlanabilir.
Cilt yaşlanması denilince akla genellikle tüm vücut derisindeki yaşlanma gelse de kozmetik olarak kastedilen genellikle yüzde ortaya çıkan yaşlanma belirtileridir. Yaşlanma doğal ancak her bireyde farklı şekillerde ilerleyen bir süreçtir. Her bireyin yaşlanma sürecini nasıl yaşayacağı genetik etkenler, çevresel etkenler ve yaşam tarzı alışkanlıklarına bağlı olarak değişebilir.
Yaşlanma süreci aslında yalnızca ciltte görülmez. Ciltle birlikte vücuttaki tüm organlar yaşlanır. Bu noktada temel fark cilt yaşlanmasının iç organlardan farklı olarak gözle görülebilmesidir. Ayrıca cilt yaşlanma belirtilerinin en erken görüldüğü kısımdır.
Vücuttaki diğer organlara benzer bir şekilde cilt; zaman, hormonal değişiklikler ve beslenme farklılıkları gibi nedenlere bağlı olarak ciddi değişikliklerle karşı karşıya kalır. Bunların yanı sıra pek çok organdan farklı olarak çevresel faktörlerden özellikle de güneşten gelen UV ışınlarından doğrudan etkilenmesi söz konusudur. Ciltteki yaşlanma ile birlikte cildin hücre sayısında, hacim ve fonksiyonlarında azalmalar yaşanır. Cilt yaşlanması son derece karmaşık ve geri dönüşümü olmayan kimyasal ve biyolojik bir durum olsa da herkeste ortaya çıkış hızı farklı olmaktadır.
Yüz Gençleştirme Yöntemleri Neden Uygulanır?
Yaşlanmanın ilk belirtileri ince çizgiler, ışıltı ve elastikiyet kaybı olarak görülür. Bu belirtiler, cilt hücrelerinin metabolizmalarının yavaşlamasına ve özellikle UV ışınlarına maruz kalma ile tetiklenen serbest radikallerin tekrar eden saldırılarına bağlı olarak ortaya çıkar. Daha sonra çizgilerin derinleşmesi ve cildin sıkılığını yitirmesi söz konusu olur. Bahsi geçen tüm bu belirtiler dermis için temel maddeler olan hyaluronic asitin ve kolajen fiberlerinin azalmasına bağlı olarak görülür.
Sonuç olarak cilt canlılığını ve yoğunluğunu kaybeder. Zaman içinde ciltteki temel bileşenlerin sentezlenmesi sürecinde de yavaşlama görülür. Hyaluronik asit ve kolajen gibi cildin desteklenmesini sağlayan temel maddeler azaldıkça cilt yoğunluğunu kaybeder ve sarkmaya başlar. Ciltte kuruluk görülmeye başlamasıyla birlikte cilt lipidlerinin doğal sentezi de azalır.
Yüz Gençleştirme Yöntemleri Nelerdir?
Her ne kadar zamanı yavaşlatmak ve yaşlanmayı durdurmak mümkün olmasa da cilt yaşlanması belirtilerinin görülmeye başlanmasıyla birlikte doğru yöntemler kullanılarak söz konusu belirtilerin kontrol altına alınması mümkündür. Aynı zamanda henüz ortaya çıkmamış belirtilerin önlenmesi ya da geciktirilmesi de mümkündür. Diğer yandan her deri yaşlanması belirtisi için alınacak önlemler ve uygulanacak yöntemler farklı farklıdır.
Ciltteki yaşlanma belirtileri ile mücadele etmek ve yeni belirtilerin ortaya çıkmasını engellemek için botoks, dermal dolgu, kimyasal peeling, PRP, mezolifting, lazer, radyofrekans gibi yöntemlerin tek başına ya da kombine olarak uygulanması tercih edilebilir. Uygulanacak yöntem belirlenirken kişinin beklentisi ve cilt yapısı göz önünde bulundurularak hasta özelinde seçilir.
Yaşlanma sürecini en çok yansıtan bölge yüz olduğu için yüz bölgesi gençleştirme işlemleri cilt yaşlanması tedavisinde önemli bir yer tutar. Kemik, yağ, kas ve deri dokusunda ortaya çıkan değişiklikler sonucunda yüzde statik ve dinamik kırışıklıklar meydana gelir. Dinamik kırışıklıklar mimik kaslarının kasılmasına bağlı olarak 20’li yaşlardan itibaren artar. Zaman içinde statik kırışıklıklara dönebilen dinamik kırışıklıkların en belirginleri kaş arasında, alında ve kazayakları olarak görülür. Statik kırışıklıklar yüz istirahat halindeyken görülür ve yerleşim yerine göre mimiklerle daha da belirginleşebilir. En çok görülen statik kırışıklıklar ağız çevresindeki gülme çizgileriyle alt göz kapağındaki kırışıklıklar olma özelliğine sahiptir.
Yüzde oluşan dinamik kırışıklıklar ile mücadele etmede kullanılan en popüler yöntemlerden biri botokstur. Botoks uygulamasının etki süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle 3-6 ay arasında gerçekleşir. Botoks yöntemi sinir uçlarından bir maddenin salınımını buna bağlı olarak da ilgili sinirin etkilediği kasın hareketini durdurarak etki eder.
Dermal dolgular; skarları düzleştirilme, inişli çıkışlı ve gevşek hatları belirleme, kırışıklıkları ve kıvrımları düzeltme, deriye yenilenmiş bir görünüm kazandırma amacıyla yapılır. Kişideki soruna göre farklı dolgu maddelerinin kullanılmasıyla cildin dolgunlaştırılması, düzgün ve nemli bir görünüm kazandırılması mümkün olur.
Kimyasal peeling yönteminde bir ya da birkaç kimyasal ajan deriye uygulanır. Bu sayede farklı derinliklerde kontrollü hasar meydana getirilir. Daha sonra iyileşme döneminde yenilenmiş sağlıklı bir derinin ortaya çıkması amaçlanır. Kimyasal peeling cildin rengine, tipine, uygulama amacına ve derinliğine göre kişi özelinde planlanan bir yöntemdir. Yüzeysel peeling ile genelde üst deri tabakası yenilenir ve üst deri kökenli lekeler giderilir.
PRP yönteminde kişiden alınan bir miktar kan çeşitli işlemlerden geçirilir ve bileşenlerine ayrılır. Bu özel işlemler sonrası elde edilen az miktardaki trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazma cildin gençleştirilmesi amacıyla hastaya yeniden enjekte edilir. PRP yöntemi yara izlerinin, kırışıklıkların, lekelerin ve saç dökülmesinin tedavisinde de kullanılan etkili bir prosedürdür.