Çene cerrahisi anormal yapılı çenelere uygulanan bir prosedürdür. Çenenin hem görünüşünün hem de yüzün genel orantılarının iyileştirilmesi için uygulanır. Yüz hatları kişinin ne kadar çekici göründüğü konusunda çok önemli bir role sahiptir. Bu nedenle ideal olan yüzdeki tüm yapıların kendi içinde dengeli ve uyumlu olmasıdır. 

İdeal çene pozisyonunun burun tabanından aşağı doğru inen hayali ve dik bir çizgiden 2-3 mm geride olması beklenir. Kadınlarda ideal çene pozisyonunun biraz daha geride olması estetik açıdan istenilen bir durumdur.

Çene cerrahisi estetiği ameliyatı yani Mentoplasti çenenin görünümünün değiştirilmesi ve yüzün geri kalanıyla daha uyumlu bir hale getirilmesi amacıyla uygulanan bir cerrahi prosedürdür. Çene şeklinin değiştirilmesi amacıyla uygulanan çene cerrahisi estetiği küçük çeneli hastalarda doku eklenmesi ya da implant gibi tekniklerle uygulanabilir. Çenede şekil bozukluğu olması durumunda çenenin bir parçası hareket ettirilebilir, yeri değiştirilebilir ya da kısaltılabilir. Küçük çeneli hastalarda vücudun uygun bir yerinden alınan yağ ya da kemik gibi dokuların bölgeye yerleştirilmesi tercih edilebilir. Geriye doğru çekilmiş olan çenelerde şekil düzeltme işlemi öne hareket ettirilerek, çok uzun çenelerde ise törpülemeyle uygulanır.

Çene cerrahisi estetiğine yüzde daha genç ve daha orantılı bir görünüm elde etmek ve çene yapısında doğuştan kaynaklanan bozuklukların giderilmesi amacıyla başvurulur. Yüzün en önemli organlarından olan ağzın altında yer aldığından çene çok göz önünde bir unsur olma özelliğine sahiptir. Çenenin görünümü yüzdeki uyumun ve simetrinin ön plana çıkmasını sağlar. Orta hatta olması nedeniyle yüzün diğer unsurlarının birbiriyle uyum sağlamasında oldukça etkilidir.

Kişi gülümsediğinde diş etlerinin ya da üst dişlerin çok belirgin bir şekilde ortaya çıkması, üst çenenin daha uzun olması, ağız kapatıldığında alt ve üst dişlerin üst üste gelip kapanmaması durumlarında uygulanabilir. Aynı şekilde alt çenenin en uç noktası yan profilden bakılınca dudaklardan ileride ya da geride kaldığı durumlarda da çene cerrahisi estetiğine başvurulabilir.

Bu sorunların giderilmesi estetik görünümün yanı sıra anatomik olarak sindirimde yaşanan sorunların giderilmesini sağladığı için de oldukça avantajlıdır.

Çene cerrahisi estetiği; hastanın herhangi bir ısırma ve çiğneme sorunu olması temel alınarak uygulanmakta ve genellikle iki farklı yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan biri tel tadavisi olarak da bilinen ortodontik diş tedavisi diğeri ise çene kemiklerinin ileri-geri kaydırılmasını içeren ortognatik cerrahidir.

Ortodontik diş tedavisi, ciddi düzeyde ısırma ve çiğneme sorunları olan hastalar için yeterli bir tedavi değildir. Bu hastaların çene kemiklerinin ileri ya da geri kaydırılmasını sağlayacak ortognatik cerrahi prosedürlerine de gereksinimi vardır. Estetik kaygılarla uygulanan çene estetiği ameliyatlarına göre çok daha kapsamlı ve iyileşme süreci daha uzun olan prosedürler olan bu tedavilerde oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Isırma ya da çiğneme konusunda herhangi bir sorun yaşamayan hastalarda çene estetiği genellikle çenenin yüz uyumunu tamamlamaması ve olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle diğer bir deyişle estetik kaygılarla gerçekleştirilir. Daha basit olan bu tür çene ameliyatları aynı zamanda iyileşme sürelerinin de daha kısa olması nedeniyle hastalar açısından avantajlıdırlar. 

Bu tür prosedürlerin yanı sıra hastanın ihtiyaçlarına göre çene ucu törpüleme tekniği de uygulanabilir. Bu prosedür alt ya da üst çene kemiklerinde yaşanan şekil bozukluklarının ortadan kaldırılması için yapılır. Çene estetiği ameliyatlarında sıklıkla kullanılan bu teknik sayesinde hastaların yüz uyumunun bozulmasına neden olan şekil bozuklukları giderilebilir. Çene sorunları yaşayan hastalarda hangi tekniğin kullanılacağı hasta özelinde yapılan değerlendirmelerden sonra doktor tarafından belirlenir.

Çene estetiği ameliyatları plastik cerrahi uzmanı, söz konusu alanda uzmanlaşmış diş hekimi ve ortodonti uzmanı ile birlikte planlanır. Ameliyat mutlaka bu alanda yeterli deneyime ve eğitime sahip olan bir plastik cerrahi uzmanı tarafından gerçekleştirilmelidir. Ameliyat öncesinde ve sonrasında hastanın diş telleri ile tedaviye devam etmesi gerekebilmektedir.

Çene ameliyatı sırasında kullanılacak olan teknikler, kemiklerin ne kadar oynatılacağı gibi noktalar yapılan ölçümlere bağlı olarak belirlenir. Genel anestezi altında uygulanan ameliyat ortalama 2-3 saat içerisinde tamamlanır. Operasyondan sonra hastanın dişlerinde takılı olan özel teller ve özel lastikler aracılığıyla her iki çene ortalama 6 ile 8 hafta kadar kapalı kalmaktadır. Hastanın beslenmesi bu sürede özel bir şekilde sıvı besinlerle sağlanır. 

Çene cerrahisi estetiği ameliyatından sonraki ilk 1 hafta içinde çene etrafında şişlik, ağrı ve hafif gerginlik hissedilmesi normal bir durum olarak kabul edilmektedir. Hasta alt dudaklarında geçici bir süre hissizlik yaşayabilir. Ameliyattan sonraki ilk haftada ve sonrasında yemek yeme ya da ısırma konusunda herhangi bir sorun yaşanması söz konusu değildir. Ancak beslenme sonrasında hasta ağız temizliği konusunda dikkatli bir tavır sergilemelidir. Ağız içerisinde yapılan kesilerin yerleri operasyondan sonraki ilk haftanın sonunda iyileşmeye, çenenin etrafında ortaya çıkan şişlikler de aynı şekilde ilk hafta içinde geçmeye başlamaktadır.

Estetik cerrahi prosedürlerinin tamamında olduğu gibi çene cerrahisi prosedürlerinin de deneyimli bir cerrah ve işbirliği içinde bir ekiple gerçekleştirilmesi durumunda olası risklerin minimize edilmesi mümkün olmaktadır. Çene cerrahisi prosedürlerinde nadir de olsa karşılaşılması olası riskler arasında; kan kaybı, sinir hasarı, enfeksiyon oluşumu, ağrı ve çene kırığı oluşması sayılabilir.